Примеры использования служебного слова «diye» в главе 9 «Гарри Поттер и Тайная Комната»

1. В прямой речи:

"Kedim! Kedim! Mrs. Norris'e ne oldu?" diye feryat etti.

"Ölü değil mi?" diye hıçkırdı Filch, parmaklarının arasından Mrs. Norris'e bakarak.

"Ona sor!" diye feryat etti Flich, kızarmış ve yaşlarla ıslanmış yüzünü Harry'ye çevirerek.

Şişkin yüzü mosmor hale gelen Filch, "Yaptı, o yaptı!" diye tükürükler saçtı.

"Palavra!" diye hırladı Filch.

"Peki, niye daha sonra şölene katılmadınız?" diye sordu.

"Kedimi taşa çevrildi!" diye haykırdı.

Lockhart, "Ben yaparım," diye atıldı.

"Böyle şeyler Hogwarts'ta sık sık olmaz," diye güvence verdi Ron ona."

"Acaba bize Sırlar Odası hakkında bir şeyler anlatabilir misiniz diye merak ediyordum."

"Bir büyücünün Kara büyü kullanmaması, kullanamadığı anlamına gelmez, MissPennyfeather," diye cevabı yapıştırdı Profesör Binns.

"Görüşürüz, Harry!" diye ciklediğini duydular.

Ron, "Gerçekten bir Sırlar Odası var mı dersin?" diye sordu Hermione'ye.

Ron, "Filch orada nöbet tutuyor," diye mırıldandı.

Buna bayıldım işte!" diye bağırdı Myrtle.

"İksir'de Snape'i dinlemekten başka yapacak şeyimiz yok mu sanıyorsun?" diye mırıldandı Ron.

 

2. В остальных случаях:

Sessiz kalabalık, geçsinler diye açıldı.

Efsaneye göre, Slytherin, kendi hakiki vârisi okula gelene kadar başka kimse açamasın diye Sırlar Odasını mühürledi.

Herkes bir şeyler daha anlatır diye umarak ona bakmayı sürdürürken, havada tedirginlik seziliyordu.

İkinci Sınıf'ı pat diye kapattı.

Snape bunun Fevkalade Muktedir İksirler diye bir kitapta olduğunu söylemişti.