Derse nasil çaliŞiriz

İki candan dostum var: İskender ve Mustafa. Üçümüz yabancı dilleri öğreniyoruz. Asya — Afrika ülkeleri (yüksek) okulunda. Ev ödevlerimizi de arasıra beraber yapıyoruz. Böylece daha iyi çalışılır. Derslerden sonra arkadaşlarım, kimi vakit, bana uğruyor. Bunun nedeni (sebebi) açık: hem evim okula çok yakın bulunur, hem de çalışmak için koşullar (şartlar) müsait: oldukça rahat bir odam var.

Dün de birlikte geldik. Annem konuklanma: «Hoşgeldiniz, çocuklar!» Dedi. Bunlar da doğal «Hoş bulduk!» Dediler, Hoşbeşten sonra odama geçtik, sedire oturduk. Hemen çalışmaya başlamadık elbet. Önce bir müddet dinlenildi, bir parça konuşuldu, hattâ bir ara susuldu. Masamda gazetemin bugünkü sayısı vardı. Şöyle gözden geçirdim, dikkate değer (lâyık) bir iki yazıyı seçtim, burada verilen bilgiyi (malûmatı) arkadaşlara anlattım. Yakın Doğuda bilmem kaç zamandanberi (kaç zamandır) durum (vaziyet) iyi değil, kimsenin hoşuna

gitmiyor, herkes üzülüyor. Kuşkusuz, durumu bir parça kontrol altına almak, az çok iyileştirmek tamamiyle olanaksız değil ama, herkes durum hemen yarından itibaren iyileşsin, istiyor. Bu da olmuyor... Ancak biz bu tartışmayı (konuşmayı) kısa kestik. Çünkü asıl isteğimiz Türkçe'ye çalışmaktı.

Önce metni1 okumaya karar verdik. Hemen elimi kaldırdım, müsaade (izin) istedim: «Ben okusam olur mu?» Dedim. İskender: «Aman, Mustafa okusun. Dedi. Su gibi okur ya! Sonra sıra ile biz de okuruz. Haydi oku, Mustafa!»

Herkes yüksek sesle metni yansına kadar okuduktan sonra grameri tekrarlamaya başladık. Bunu daha çok İsk. için yaptık, Mus. ile ben, ikimiz, grameri oldukça iyi biliriz. İsk. İse tembelliğinden dolayı (ötürü) elinden geleni yapmıyor, hiç bir kuralı gereği gibi bilmiyor. Bu nedenle de öğretmenimizi ikide bir üzüyor.

Sonra kelimelere1 geçtik. Yirmiden fazla sözcüğü

ezberlemek1 gerekti. Mus. son derece anık (istidatlı) bir adanı.

Beş yedi dakika geçti geçmedi, artık yanıt vermeye hazır. Sıkı

bir kontrole başladık. Sözcüklerin hemen hepsini biliyor. Şaştım

doğrusu. Hattâ ara vermek istedim. «Sizi bilmiyorum, dedim,

fakat ben epeyce yoruldum. Şimdi bir kahve içsek olmaz mı?»

- Doğal (doğaca) olur. Ancak ben şekerli, sütlü kahve

içmem, sade kahve yeğlerim. (Bunu söyleyen İsk. )-

İçilen kahveden sonra «Şimdi bir parça Türkçe konuşsak... » dedim. İsk. itiraz etti: «Hayır, gereklik yok. Her şeyden önce yazılı temrini1 yapalım. Alt tarafı kolay». Derken Mustafa'nın sesi:

«Bense tam aksini düşünüyorum. Dilde mevcut sözcük ezberlemek kâfi değil, Asıl güçlük bunları yerinde kullanmak. Bunun için de çok konuşmak gerek. Yazılı temrini de yalnız yapacaksın. Bu yol daha doğru olur. Haydi, anlat bize ilginç bir şey».

Bende: «Haklısın. Dedim. Amin!» Ve İsk. de dahil, hep birden konuşmaya koyulduk (başladık).

1 См. список спец. терминов в конце текста.

Список спец. терминов

metin (tni)—текст,

sözcük (kelime) — слово (как лексическая единица),

ezberlemek — выучить наизусть,

temrin (çalıştırma, alıştırma)—упражнение.

УПРАЖНЕНИЯ

18. Ответьте на следующие вопросы:

1. Siz hangi şehirde (köyde) doğdunuz? 2. Bu kent (köy) ülkemizin neresindedir (hangi mintakasındadır)? Hasıl bir şehirdir? (Bu kent hakkında ne anlatmak istiyorsunuz? Anlatın bize bu kenti). 3. Babanızı ve büyük babanızı bize anlatın. Büyük babanız, Büyük Anayurt savaşma katıldı mı? Halen sağ mı? Kaç yaşlarında? Emekli aylığı ne kadar? Babanız kaç yılında doğdu? 4. Ananızın mesleği var mı? Nerelidir? Ondan ayrı mı oturuyorsunuz? 5. Ne Öğreniminiz var? Tahsilinizi ne gibi okullarda gördünüz? 6. Askerlik yaptınız mı? (Askerlik hayatınızda) Ülkemizin hangi mıntakalarında hizmet ettiniz? Ordudan ne zaman ayrıldınız? 7. Aylığınız (bursunuz) ne kadar? Ananız babanız size yardım gösteriyorlar mı? 8. Bir kardeşiniz filân var mı? Nerede oturuyor? Neyle ve nasıl geçiniyor?

19. Aşağıdaki cümleleri Türkçe'den Rusça'ya tercüme ediniz:

l. Veli, Ahmet ve Necdet üç candan arkadaştır. Veli Bursalıdır. Bursa Türkiye'nin ( Anadolu'nun ) kuzey batısında bulunur, Ahmet Adanalı. Adana Anadolu'nun ta cenubundadır. Necdet ise İstanbullu.... Üçü de duvarcı. Taksimde bugün bir bina kuruluyor. İşte orada çalışıyorlar. 2. Bütün arkadaşlar dün Adana'ya gittiler. Yolcu treniyle. Bir siz eksiktiniz. Acaba size ne oldu? Gidilen (hareket edilen) saatte neredeydiniz? 3. Şekerim, ben çok düşündüm, fakat kendim için bir netice çıkarmadım. 4. Orasını bilmiyorum. Ben bu memleketin yabancısıyım. 5. Kitap okumaya oturdum, derken konuk geldi. 6. Bana kimse bir şey göndermiyor. Bu parayla nasıl geçinirim? — Babana yaz da bu meseleyi düşünsün. — Olanaksız. Başka

bir kente taşındı. Dışarıda işçilik yapmayı düşünüyor kendisi de. 7. Halen kumaş çıkarılan fabrikada çalışıyor, fakat rahatsızlığından dolayı çok yoruluyor. Bu nedenle kendine başka bir İşyeri seçmek zorundadır. Gelecek haftadan itibaren bir kahveci dükkanına geçmeye karar verdi. 8. Bu kasabanın yabancısıyım ama, çok hoşuma gider. Ah, bir süre daha, siz de dahil, burada kalsak! 9. Bir cip getirildi. Doğru gidildi. (Yaşar Kemal) 10. Sokağa nasıl ve ne vakit çıkılır, eve ne vakit gelinir? 11.... ve şundan bundan konuşulmaya başlandı (Orhan Kemal). 12. Eve girse mi, girmese mi? Yoksa başını alıp gitse mi? Nereye? (O. K. ) 13. Dost kara günde belli olur ( atalar sözü). 14. Para parayı çeker, (a. s. ) 15. Yemek emeksiz olmaz. (a. s. ) 16. Her aydınlığın — bir karanlığı var, her karanlığın bir aydınlığı var (a. s. ) 17. Az veren candan verir, çok veren maldan verir, (a. s. ) 18. İyilik bilmeyen insan insan sayılmaz, (a. s. )

19. Sağlık varlıktan iyidir. 20. Adam ahbabından bellidir, (a. s. )
21. Tembele her gün bayram, (a. s. ) 22. Biz de böyle bir şey
yapsak diye düşündüm, (gaz. )

20. Aşağıdaki parçayı Rusça'dan Türkçe'ye çeviriniz:

У меня нет тети ни по матери, ни по отцу. Один только дядя (по отцу). Он на несколько лет младше моего отца. Он рас­сказывает: «В 1979 году меня призвали в армию. Я служил в соединении, расположенном на севере страны. Но год спу­стя нас направили в Афганистан. Участвовать в боях не очень-то приятно. Потому что счастье не всем дается... Де­мобилизовавшись из армии, я с одним закадычным другом поехал на Дальний Восток. Условия были там весьма благо­приятными. Работу мы не искали, работа искала нас: была нехватка рабочих (работающих) рук. Потом я решил вернуться в родные края. Для моего друга это было невозможно, так как он обзавелся домом, кроме того у него в ту пору родился сын. С тех пор я его не видел». На востоке дядя основатель­но поработал, даже одно время болел, но сейчас его здоро­вье в порядке. Что еще рассказать о дяде Коле? Дядя Коля -приятный человек, я его очень уважаю. Как правило, один-два раза в неделю мы играем с ним в шахматы. В большин-

стве случаев после каждой партии он очень расстраивается, но через некоторый период времени вновь садится играть. Других сведений о его жизни у меня нет.

21. Aşağıdaki cümleleri Türkçe'ye çevirin:

1. Он спросил о числе праздников, отмечаемых в нашей стра­не. «Больше пяти», — ответил я. 2. Браво! Все это вы знаете как свои пять пальцев. — Добро пожаловать! — Рад вас ви­деть! —Что нового? — Все прекрасно. После взаимных при­ветствий мы сели играть в шахматы. 4. Ты прав. Действи­тельно, здесь лучше работается. 5. Я предпочитаю пить слад­кий кофе. 6. Милейший, что это за работа? Вы что, не получи­ли никакого образования? 7. Контролер, смотри; здесь не хва­тает двух машин. 8. Сделаем перерыв; я очень устал. 9. Я вхо­жу в этот клуб, но, по большей части, не хожу на собрания и прочее. 10. Вы блестяще знаете эту страну. Нет, это — очень большая страна. В ее северных районах я не был. 11. Какой приятный, какой душевный человек! -- В самом деле? А я кое-когда думаю иначе. 12. Я тоже займу место в первом ряду. Можно? 13. В конце того же года я примкнул к армии зеленых и принял участие в гражданской войне. 14. Половина перво­го. Сказал бы он «доброй ночи» и оставил нас в покое!

22. Используя лексику и грамматические правила, изученные в дан­
ном уроке (страдательный залог, послелоги dolayı, beri, itibaren,
fazla и проч. ), расскажите: а) о наших праздниках; б) о жизненном
пути одного из ваших знакомых.

23. Aşağıdaki atasözlerini ezberlemeye çalışın:

1. Adam olana bir söz yeter. 2. Adam iş basanda belli olur.
3. Arkadaşla Bağdad'a gidilir. 4. Bakan göze yasak olmaz.
5. Bekârlık sultanlıktır. 6. Bir günlük beylik beyliktir.
7. Bugünkü işini yarma bırakma. 8. Çok bilen çok yanılır.
9. Dost kara günde belli olur. 10. Evvelâ düşün sonra söyle.

11. Gözümüzü açalım yoksa açarlar. 12. Kişi arkadaşından
belli. 13. Oynamayan kız yer dardır der. 14. Tembele her gün
bayram. 15. Yemek emeksiz olmaz.