Namazı Terkeden Küfren mi? Yoksa Hadden mi?
Öldürülür Faslı
Üçüncü meseleye gelecek olursak; bu da:
“Namazı tekeden tıpkı savaşlı ve zanı gibi hadden mi öldürülür? Yoksa mürted ve zındık gibi küfren mi öldürülür” sorusudur. Bu konu hakkında alimlerce iki kavil vardır. Bunlarda İmam-ı Ahmed’den rivayetledirler.
1- Tıpkı mürtedin öldürüldüğü gibi öldürülür.
Bu; Said b. Cübeyr, Amir Eş-Sabi, İbrahim En-Nehai, Ebu Ömer, Evzai, Eyyub Es-Sehteyani Abdullah b. Mübarek, İshah b. Rahaveub ve Maliki mezhebinden Abdulmelik b. Hubeyb’in görüşü olup, aynı zamanda bu şafii mezhebinin iki vechinden birisinin kavlidir. Bunu Tahavi bizzat şafii’nin kendisinden hikaye etmiştir. Ebu Muhammed b. Hazm, bunu, Ömer b. Hattab’dan (r.a.), Muaz b. Cebel’den (r.a.), Abdurrahman b. Avf’dan (r.a.), Ebu Hureyre’den (r.a.) ve diğer bazı sahabelerden hikaye etmiştir.
2- Hadden öldürülür, küfür olarak değil. Bu da Malik ve şafii’nin görüşüdür. Bu rivayeti Ebu Abdillah b. Batta tercih etmiştir.
Namazı Terkedenin Kafir Olmayacağını
Söyleyenlerin Delilleri
şimdi bizler her iki fırkanın da delillerini zikredelim:
Namazı terkedenin kafir olmayacağını söyleyenler şöyle demişlerdir:
“Namaz kılmayan bu kişi hakkında İslam’ın hükmü, onun İslam içerisinde olduğu hükmünün sabitliğidir. Onu, kesin bilmeden dinden çıkarmayız.” Devamla şöyle demişlerdir: Ubade b. Samid’den rivayetle Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Her kim Allah’tan başka hiçbir ilahın olmadığına, O’nun tek ve ortağı bulunmadığına, Muhammed’in de O’nun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederse, İsa’nın (a.s.) da Allah kulu ve Rasulü, Meryem’e ilka edilen Allah’ın kelimesi ve O’ndan bir ruh olduğuna, cennetin ve ateşinde hak olduğuna inanırsa, Allahu Teala okişiyi işlediği amel (nisbetince), cennete sokar.”43
(43) Buhari: 6/342; Enbiyalar hadislerinde: “Ey kitap ehli!... Aşırıya kaçmayın...” kavlindeki babda; Müslim: 28, İman bölümünde: “Her kim tevhid üzere ölürse muhakkak cennete girer” babında rivayet etmişlerdir.
Bunu Buhari ve Müslim “sahihayn”larında rivayet etmişlerdir.
Enes’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.), Muaz’da (r.a.) bineğinin terkisinnde iken:
“Ey Muaz!”
diye buyurdu. Muaz’da (r.a.) üç defa:
“Buyur ya Rasulallah emrine amadeyim” dedi. Rasulullah (s.a.v.):